babamın da içlerinde bulunduğu 16temmuz sabahı itibariyle hiçbir resmi evrak kendilerine ibraz edilmeden gözaltına alınmaya başlayan yüksek yargı üyeleri 4 günlük gözaltı sürelerinde 35saat aç susuz bırakıldılar adliye binasında elleri kelepçeli olarak dolaştırıldılar.
gece yüzden fazla kişiyle adliye mescidinde kelepçeli olarak geçirdiler. babamın anlatımına göre sırt sırta uyudular. 1.sınıf hakimlerin kanun gereği yargıtay’da yargılanmaları gerekirken yeni başlamış, kıdemsiz tek hakim tarafından yargılanıp gerekçesiz bir kararla tutuklandılar
sincan t tipi cezaevinde 8 kişilik koğuşlara 30 kişi yerleştirildiler. yer yataklarına rağmen yatacak yer yeterli değildi dönüşümlü olarak uyudular. 3 ayı bu şekilde geçirdiler. 9 ekim 2016da aniden bizle geliyorsun denilerek koğuşlardan alınıp farklı araçlara bindirildiler
hiçbir açıklama yapılmadan cezaevlerine nakledildiler cezaevine gidene kadar nereye götürüldükleri hakkında bilgi vermediler.aynı şekilde bize nakledildi ama nereye olduğu hakkında bilgi veremiyoruz arayıp sorun cezaevlerine denilerek tek tek cezaevlerini sorgulamamızı istediler
cezaevlerinde 10-14 hücre bulunurken yeni yapılan kırıkkale keskin cezaevine 102 hücre inşa ettiler, insanlık suçu deyince burası hücre değil tek kişi "oda" dediler
odaları inşaat kalıntılarıyla doluydu toz toprak içindeki odada yere bile basılmıyordu
babamın anlatımıyla temizlik malzemeleri bile doğru düzgün verilmedi, tırnaklarıyla kazıyarak temizlediler. keskinde geçen süre zarfında da hücrede olmaları zaten başlı başına işkenceyken ilk hafta avluya çıkmalarına izin vermediler, ilk iki gün içecek su vermediler.
zaman zaman keskinin suyu kuyudan çekiliyor, yetmiyor diyerek aylarca musluklarından su vermediler. sıcak suyu haftada bir gün bir saat verdiler. soğuk değil diyerek demir yataklı, demir dolaplı beton odaların kaloriferlerini yakmadılar, nevresimleri değiştirmediler, yıkamadılar.
cezaevlerindeki hükümlülerin haftada bir sahada maç yapmalarına izin verilirken, top alıp avluda oynamalarına izin verilirken tiyatrolar sinemalar düzenlenirken henüz hüküm giymemiş olan yüksek yargı üyelerine bu imkanlar tanınmadı
bir odada bir başınızasınız elinizdeki tek imkan kağıt kalem, yazdıklarınız bile kontrol ediliyor. günde bir saat avlu izniniz var avluyu filmlerdeki gibi düşünmeyin sadece 3 kişi çıkıyorsunuz, 10 adımlık mesafeniz var. onun dışında hep odanızda tek başınızasınız
diğer kısıtlamaların yanı sıra kitap vermiyorlar, fetö sanıklarına eğitim faaliyeti yasak diyorlar. 6 ay sonrasında kitap okumaları eğitim faaliyetine girmiyormuş yanlış anlamışız diyerek ayda 3 kitap vermeye başlıyorlar. YANLIŞ ANLAMIŞIZ?OKUYABİLİRSİNİZ? AYDA 3? (ÜÇ)?
hayatınız boyunca bir şeyler okumuşsunuz 25 yıllık hakimsiniz. kitap okumuşsunuz, dosya okumuşsunuz, makale okumuşsunuz ama hep okumuşsunuz ve size ayda sadece 3 kitap verip (max 5 günde bitiyor) dışarıya karşı cezaevlerimiz mükemmel, biz onlara kitap veriyoruz diyorlar
aklıma gelen her şeyi yazmaya çalıştım işte böyle bir serüven içinde, bu şartlar altında 482 gündür tutuklu babam. 402 günü hücrede geçti geçmeye de devam ediyor. 16 ayın ardından bir iddianame hazırladılar bomboş. oh be dedik duruşması olur yakında, çıkartırlar zaten dosya boş
hoop yeni bir açıklama yaptılar soruşturmanın tekrarlanmasını istemişler savcılıktan. 16 aydır anca yaptıkları soruşturmayı sil baştan yapın demişler. hiçbir şey bulamayınca mı başvurdular yoksa bi 16 ay daha soruşturuyoruz deyip içerde tutmak için mi yaptılar pek anlamadım
hukuk fakültesinde öğretilen her şeyin aslında koca bir paravandan ibaret olduğunu gördüm görmeyede devam ediyorum. lojman hayatında beraber büyüdüğüm, hukukçuların içine doğmuş, adliyede büyümüş nice arkadaşım var aynı şeyleri ya da daha fazlasını yaşayan.
bir çocukluk arkadaşım var babası hareket dahi edemezken, felçken, kaçma tehlikesi var denilerek ağır bir ameliyattan çıkmışken hasta haliyle hücrede tutuldu. babasını görmesine izin verilmedi. vefatından 3 gün önce tahliye edildi, hücrede öldü denilmesin diye.
bir arkadaşım var annesi de babası da aynı anda tutuklanan. tek çocuk bir başına her şeye yetişmeye çalışan. bir arkadaşım var (ilkokuldan, sıra arkadaşım) 3 küçük kardeşiyle bir başına kalan, çocuklar kimsede durmadığı için sürekli onlarla ilgilenmek zorunda olan.
aynı zamanda nice tanıdığım insan var ailesi zulmedenlerden olduğu için, satın alındığı için, 3 kat fazla maaş alıp mesai arkadaşlarını haksız yere kanunsuz şekilde tutukladığı için bu devranın dönmesinden babalarının annelerinin yargılanmalarından korkan.
ben devran dönecek babam yargılanacak, yapılanların farkındayım diyen akp m.vekilinin oğlunun çaresizliğine şahit oldum. dilerim aileleri de rahat uyuyamıyordur. uyuyorlarsa da uykularından uyanacaklar. bu içimize ektikleri kinler gün gelecek onlara merhamet etmemizi engelleyecek
gün gelecek biz bugünleri deneyim sayacağız. gün gelecek biz şimdiki gibi dimdik durup zulmetmedik diyeceğiz. hakettiğinizi vereceğiz. zaten hakettikleriniz sizi alt üst etmeye yetecek
You can follow @nalandilora.
Tip: mention @twtextapp on a Twitter thread with the keyword “unroll” to get a link to it.

Latest Threads Unrolled: