KDHC Dışişleri Bakanlığı : ABD - Terörizmin En Büyük Destekçisi

Geçtiğimiz günlerde ABD Dışişleri Bakanlığı bir kez daha Kore, İran, Suriye, Küba ve Venezüella'yı "terörle mücadelede işbirliği yapmayan ülkeler" olarak belirleme gibi bir maskaralık sahneledi.
"Terörizmin yatağı", "terörizmin başı" olarak tanınan ABD, diğer ülkelerin terörle mücadele çabalarında yaptıkları her şeyi yargıç gibi değerlendirmeye çalışıyor. Bu, küstahlığın zirvesini ve uluslararası toplumla alay etmeyi teşkil etmektedir.
Terörizm, haydut devlet ABD için bir varoluş aracıdır.

ABD, uluslararası toplum tarafından resmen terörizmin bir numaralı sponsoru ve dünyanın en büyük terörist devleti olarak kabul edilmektedir.
1950'lerde Kore Savaşı, 1960'lar ve 1970'lerde Vietnam Savaşı, 1980'lerde Grenada ve Panama'nın işgali, 1990'larda Körfez Savaşı ve Balkanlardaki Savaş, 2001'de Afgan Savaşı, 2003'te Irak Savaşı vb.
ABD tarafından kışkırtılan tüm bu savaşlar, on milyonlarca sivilin hayatına mal olan büyük ölçekli devlet terörizmi eylemleriydi.
Sadece geçtiğimiz yüzyılın 1960'lı ve 1970'li yıllarında ABD, diğer ülkelerin devlet adamlarını ve muhaliflerini hedef alan çok sayıda suikast ve terör eylemi gerçekleştirmiştir.
ABD, çok iyi biliniyor ki aşağıdaki olayların arkasındadır; 1950'lerde Endonezya Devlet Başkanı Sukarno'ya düzenlenen suikast, İran'da Musaddık hükümetinin devrilmesi, 1961'de Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin ilk başbakanı Lumumba'nın katledilmesi,
1970'lerde Şili'nin eski devlet başkanı Allende'nin katledilmesi, 1975'te Madagaskar lideri Ratsimandrava suikastı, 1980'lerin ortasında Mozambik Devlet Başkanı Machel'in bulunduğu uçağın patlaması,
Venezuela'nın eski Devlet Başkanı Chavez'in şüpheli ölümü, Küba'nın devrimci önderi Fidel Castro'ya karşı yüzlerce suikast girişimi vb.
ABD, 11 Eylül 2001'de yaşanan olayla birlikte devlet politikası haline getirdiği "terörle mücadele "yi ivme kazandırarak yürütmüş, ancak terörü sonlandırmak bir yana; daha da artırmıştır.
Dünya halkları, ABD'nin "terörle mücadele" bahanesiyle kışkırttığı Afgan Savaşı ve Irak Savaşı'nı devlet destekli açık suç eylemleri olarak damgalamıştır.
Ayrıca, "terörle mücadele "yi diğer ülkelerin içişlerine müdahale için bir araç olarak kullanan ABD'nin zorbalığına da güçlü bir şekilde karşı çıkmaktadır.
ABD, 3 Ocak 2020 günü şafak vakti, İran Devrim Muhafızları Kudüs Ordusu Kumandanı Kasım Süleymani'ye Bağdat uluslararası havaalanında suikast düzenlemek için insansız hava aracı "MQ-9A Reaper "ı kullanmıştı.
Bu, ABD'nin suç teşkil eden terör eylemlerinin hangi boyutlara ulaştığını gösteren tipik bir örnektir.

BM'nin yargısız infaz raportörü Temmuz 2020'de yayınladığı raporda suikastın yasadışı olduğunu ve BM Sözleşmesinin kasıtlı bir ihlalini teşkil ettiğini belirtmiştir.
3 Ocak 2022'de İran Cumhurbaşkanı, Süleymani'nin ölümünün 2. yıldönümü vesilesiyle yaptığı konuşmada, ABD'nin Süleymani suikastı nedeniyle Uluslararası Adalet Divanı'nda yargılanması ve hak ettiği hükmü alması gerektiğini söylemiştir.
ABD'nin gangstervari ve küstah terörizmi, dünyanın her yerinde durmaksızın yaşanan terörizm kısır döngüsüne yol açmaktadır.
Ortadoğu'da her türlü teröre başvuran silahlı bir aşırılıkçı örgüt olan "İslam Devleti" (IŞİD) de bölgedeki sosyo-politik kargaşaya neden olan ABD "terörle mücadele "sinin doğurduğu bir oluşumdur.
Eski Alman Şansölyesinin, ABD'nin "terörle mücadele" bahanesiyle Irak'ı işgal etmesinin, şu anda Ortadoğu'da aktif silahlı bir aşırılıkçı örgüt olan "İslam Devleti "nin oluşumunu ve büyümesini hızlandırdığı konusunda ısrar etmesi sebepsiz değildir.
Bu gerçekler, ABD'nin gerçekten de bir terör devleti, terörizmin başı ve terörizmin en büyük sponsoru olduğunu kanıtlamaktadır.
ABD yeryüzünde var olduğu sürece terörizmin kökü asla kazınamayacak ve terörizmin trajik ve kısır döngüsü, küresel barış ve güvenliğe zarar veren kanser benzeri bir varlık olarak kalmaya devam edecektir.
You can follow @kfa_turkey.
Tip: mention @twtextapp on a Twitter thread with the keyword “unroll” to get a link to it.

Latest Threads Unrolled: