Bir 30 Ağustos zafer hikayesi;
Baba ölmüş, anne yeni evlilik yapmış, üvey baba bir kaşık fazla yedin dayak, onu yaptın, bunu yapmadın dayak. Ortaokulda hem okuyor, hem de kahvehanede çalışıyor, hayali subay olmak, paşa olmak, dalga geçiyorlar
Baba ölmüş, anne yeni evlilik yapmış, üvey baba bir kaşık fazla yedin dayak, onu yaptın, bunu yapmadın dayak. Ortaokulda hem okuyor, hem de kahvehanede çalışıyor, hayali subay olmak, paşa olmak, dalga geçiyorlar

Birgün kahvehanede bir astsubay sen bizi beğenmeyip subay mı olacaksın diye dayak atmaya başlıyor, çocuk ben onu demiyorum abi dese de araya iri yarı biri girip kurtarana kadar hırpalanıyor. Araya giren kişi İzmirde askeri lise sınavları var, al bu yanında kalacağın kişinin

adresi deyip cebine para koyuyor. Çocuk belinde urgan, İzmire geliyor, adreste daha 10 gün olmuş evleneli yeni bir çift, başkası olsa çekinir almaz eve, ama alıp sahip çıkıyorlar. Sınava giriyor, kazananlar listesine bakıp ağlıyor, ismi yok listede. Bir subay geliyor

bir daha bakıyorlar ismi en üst sırada. Ne bileyim komutanım, ben ortadan başlayıp aşağıya kadar baktım, yukarıları kazanamam ki diye düşündüm diyor. O artık asker. Haftasonu kendisine sahip çıkan ailenin yanına evci çıkıyor, kadının kız kardeşi ile birbirlerini sevip

evleniyorlar. Evlendiği kadının doğum günü 30 Ağustos. Yıllar geçiyor, kahvehaneden çıkma, fakir, üvey baba şiddeti görmüş çocuk tuğgeneralliğe terfi ediyor. Bu devlet o kadar büyük ki bir hiç, namusu ile gece gündüz çalıştığında ordusunda general olabiliyor.
Annemle babamın hikayesini okudunuz. 30 Ağustos aynı zamanda onların kişisel zaferlerinin de bayramıdır. Kutlu olsun.
Saygılar.
Saygılar.