SÖNMEYEN ATEŞ:"MADIMAK'TAKİ SIR PERDESİ"
1-Üzerinden tamı tamına 27 yıl geçmesine rağmen Sivas’ta Madımak Oteli’nde yaşanan ve 35 aydın,+++
2-+++2 otel görevlisi toplam 37 kişinin diri diri yanarak can vermesi ile sonuçlanan SİVAS KATLİAMI ile ilgili akıllardaki soru işaretleri hala giderilemedi.
3-Gerçi dönemin siyasileri yazımızın ilerleyen bölümlerinde belirteceğimiz gibi yaşanan bu vahşeti “Yaşanan tahrikler sonucunda meydana gelen münferit bir olay” olarak geçiştirmeye çalışsalar da yıllar geçtikçe ortaya çıkan izler,+++
4-+++itiraflar ve ipuçları Sivas Katliamının kökünün çok daha “derinlerde” yattığını ayan beyan ortaya seriyor.
5-Bu gece silzler ile SİVAS KATLİAMI üzerinde basma kalıp bilgilerin dışında, olaylardaki “derin” soru işaretlerini irdeleyen bir flood ile birlikte olacağız...
6-İşte yaşanan bu büyük insanlık trajedisinin an be an öyküsünün, bu olayla ilgili akıllardan silinmeyen “derin” soru işaretlerinin işlendiği floodumuza başlıyoruz...
7- 1993 yılında 4.sü düzenlenecek Pir Sultan Abdal Etkinlikleri için pek çok aydın ve sanatçı Sivas’a gelirken Sivas’ta bundan önceki etkinliklerden çok farklı bir atmosfer hakimdir.
8-Şehirde tuhaf bir gerginlik oluşmayan başlamıştır. Sivas’ta kötü bir şeyler yaşanacağı bazı olaylar olabileceği hissedilmektedir. En nihayetinde ortaya bir de bildiri çıkar.
Bildiri MÜSLÜMAN KAMUOYUNA şeklinde başlamakta ve şu ifadeleri içermektedir:
9-“Bismillâhirrahmânirrahim. Peygamber, müminlere kendi canlarından ileridir. Onun hanımları da müminlerin analarıdır.” (Ahzâb:6) Mü’minlere öz canlarından daha ileri olan Allah Resulü (S.A.V.)’ne ve O’nun temiz zevcelerine, +++
10-+++Allah’ın beytine (Kâbe’ye) ve kitab’ı Kur’an’a alçakça küfredilmekte ve müminlerin izzet ve namuslarına saldırılmaktadır. Dünyanın bazı bölgelerinde şeytan ve onun yandaşları olan emperyalist kâfirler, dinimize ve mukaddes değerlerimize dil uzatmaktadırlar. +++
11-+++Bunun başını ise satılmış, mürted Salman Rüşdi köpeği çekmektedir. Bu şeytanî oyunlara karşı, izzetli ve duyarlı Müslümanlar yiğitçe mücadele ortaya koyarak, bu uğurda canlarını feda etmekten çekinmemişlerdir.+++
12-+++ Bu iğrenç oyunların bir uzantısı olarak ülkemizde de; Aydınlık gazetesi denilen bir paçavrada, melun Rüşdi’nin figüranlığına soyunan, dünya emperyalizminin gönüllü uşağı Aziz Nesin, +++
13-+++aynı şekilde, Kuran’ın korunmuşluğuna dil uzatmış, Hazret-i Peygamber (S.A.V.)’in aile hayatını (hâşâ) bir genelev ortamına benzetmiş ve ümmetin anaları olan hanımlarına (hâşâ) fahişe deme cüretinde bulunmuştur.
14-+++Bu olay, dünyanın değişik yerlerinde kâfir devletler tarafından dahi kabul görmezken, basımına müsaade edilmezken, ne yazık ki laik ve ikiyüzlü T.C. Devleti tarafından yayımlanmasına izin verilmiş, ayrıca bunu kabullenmeyip protesto eden izzetli Müslümanlar,+++
15-+++devletin polis ve jandarması tarafından coplanmış, kurşunlanmış, bir kısmı da hapishanelere atılmıştır. Salman Rüşdi köpeği Müslümanların çok az olduğu kâfir bir ülkede korkudan sokağa çıkmaya bile cesaret edemezken, +++
16-+++onun yerli uşağı Aziz Nesin köpeği, yanında kendisiyle beraber bir ekiple birlikte, şehrimiz Valisi tarafından davet edilip, şehirde adeta Müslümanlarla alay edercesine gezebilmektedir.
17-Kâfirler şunu iyi bilmeli ki: İslâm’ın Peygamberi’ni ve kitabın izzetini korumak için, bu uğurda verilecek canlarımız vardır. Gün, Müslümanlığımızın gereğini yerine getirme günüdür. Gün, Allah (C.C.)’ın vahyi Kur’an-ı Kerim’e,+++
18-+++ Allah’ın meleklerine, Allah’ın Resulü Hz. Muhammed (S.A.V.)’e, O’nun ailesine ve ashabına yöneltilen çirkin küfürlerin hesabının sorulması günüdür.
19-+++‘İman edenler, Allah yolunda savaşırlar. Kâfirler de tağut yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarıyla savaşın. Çünkü şeytanın hilesi zayıftır.’ (Nisa:76) Galip gelecek olanlar, şüphesiz ki Allah taraftarı olanlardır.”
20- Zaten bu bildiriden 1-2 gün önce de yerel basın “Müslüman mahallesinde salyangoz sattırmayız” tarzında başlıklar atmış, misafirlere hiç de hoş bakmadıklarını göstermişlerdir.
21-Bu arada ortalıkta “HALKIMIZA ÇAĞRI” başlıklı kışkırtıcı bir bildiri daha dolaşmaya başlar.
22-Bildiride “Müslüman halkın yaşadığı bu ülkede, İslam için binlerce şehit verilmiş bu topraklarda, bir kesim tarafından, ‘basın özgürlüğü, düşünce hürriyeti’ adı altında, Müslümanların kutsal değerlerine sözlü veya yazılı olarak kimse saldıramaz. +++
23-+++Biz Müslümanlar, canımız pahasına da olsa, bu değerlerimizi korumakta kararlıyız. Müslüman halkımızdan bu konularda duyarlı olup, İslam’ın değer yargılarını alaya alanlara izin vermemelerini, ne pahasına olursa olsun bunu engellemeyi dini bir görev olarak bilmelerini,+++
24-+++ bu alçaklar karşısında susulduğunda, yarın mahşerde Allah’a nasıl hesap vereceğimizi düşünmelerini istiyoruz. ‘Müminlerin, Peygamberi kendi nefislerinden çok sevmeyi gerekir. O’nun eşleri, onların anneleridir...’ (Ahzâb Suresi, Ayet: 6) +++
25-+++‘Ve kâfirlerin hesapları varsa, Allah’ın da bir hesabı vardır. Allah hesabı çabuk görendir.’ (Enfal Suresi, Ayet: 30) ‘Kâfirler istemese de, Allah nurunu tamamlayacaktır.’ (Saff Suresi, Ayet: 8)”
26-“Bu yazıyı okuyan, Allah rızası için çoğaltarak dağıtsın” ifadeleri yer almaktadır.
27- Ancak bazı tepkiler olabileceğini tahmin etseler de hiçbir aydın ve sanatçı büyük çaplı olaylar olacağını tahmin etmemektedir. Nitekim 2 Temmuz günü de gayet normal başlamıştır. Ta ki…
28-Dağıtılan 2. Bildiri ile birlikte şehirde yaşanan gerginlik had safhaya ulaşmıştır… Bir yandan bunlar yaşanırken diğer yandan etkinliklerin ikinci günü başlamıştır.Saat 14.00’deki Kültür Merkezi’nde Arif Sağ’ın dinletisinden sonra, “Medya ve Emperyalizm” paneli yapılacaktır.
29- Hasan Uysal’ın yöneteceği panele, Sami Karaören, Raif Türk, Şükrü Günbulut, Mustafa Yalçıner ve Soner Doğan da panelist olarak katılacaktı. Kültür Merkezi’nde 1.500 kadar izleyici bulunuyordu.
30-Ancak Cuma namazı sonrasında şehirde bir hareketlilik başlar. Yazarların standlarında kitaplarını imzalamaları esnasında uğradıkları sözlü tacizler otele dönüşte fiziki tacize dönüşmeye başlar.
31-Şehrin çeşitli camilerinden çıkan kalabalık Paşa Camii önünde toplanır. Çevre illerden 1-2 gün önce gelen ve yurtlara yerleştirilen radikal İslamcı gruplar ön saftadırlar.
32-Ve bir anda olaylar dakika dakika büyümeye ve kontrolden çıkmaya başlar...
33-Ve dakika dakika kamuoyunun da yakından bildiği o büyük trajedinin yaşanmasına giden olaylar silsilesi yaşanır...Dediğimiz gibi buraya kadar yazdıklarımız kamuoyunun da yakından bildiği bu katliama giden sürecin özeti...
34- Bundan sonra yazacaklarımız ise akıllarda kalan soru işaretleri, çeşitli iddialar ve “derin” ilişkiler ile ilgili. Ve bundan sonra yazacağımız maddelerdeki konular aydınlatılmadan Sivas Katliamı üzerindeki sis perdesinin aydınlanması hiç bir zaman mümkün olmayacak...
35-Aslına bakacak olursanız o katliamın yaşandığı 2 Temmuz 1993 günü öncesinde Sivas’ta tuhaflıklar yaşanmaya başlamıştı.
36- Örneğin Pir Sultan Abdal Etkinlikleri çerçevesinde Sivas’a gelen sanatçı, aydın ve sivil toplum önderlerinin geliş tarihleri ile hemen hemen paralel biçimde Sivas’ın başka “misafirleri” de vardır.
37-Aydınların Sivas’a geliş tarihine paralel olarak çevre illerden gelen radikal İslamcı bazı gruplar Sivas’a yerleştirilmiş bu gurupların devlet kurumlarının misafirhanelerinde ve kimi yurtlarda kalması ile kalacak yer problemleri de çözülmüştür.
38-Bu radikal İslamcılar camilerde dar kadrolu bazı toplantılar düzenliyorlar ve+++
39-+++ özellikle ateist olduğu bilinen ve o tarihlerde çok sansasyonel bir eser olan “Şeytan Ayetleri” isimli eserin Türkçe çevirisini yazan Aziz Nesin’i hedef tahtasına oturtan konuşmalar ile şehir halkını galeyana getirmek için çalışmalarına başlıyorlardı.
40-+++Öte yandan 1 Temmuz gecesi Sivas sokaklarında hummalı bir çalışma gözleniyordu. “Kaldırım çalışması” yapıldığı söylenerek, belediye araçlarınca kaldırım taşları aydınların kaldığı Madımak Oteli’nin yakınlarına yığılıyordu.
41-Bu kaldırım taşları bir gün sonra Madımak Oteli’nin taşlanılmasında kullanılacaktı. Sanki birileri otelin önüne taşlarla “cephanelik” hazırlıyordu.
42- Yıllardır Sivas Katliamı tartışmaları sürüp giderken belki de üzerinde en az durulan husus 1993’e kadar hep Pir Sultan Abdal’ın yaşadığı yer olan Banaz’da yapılan şenliklerin o sene neden Sivas merkeze alındığıdır.
43-Aşikardır ki şenlikler o yıl da Banaz’da yapılmış olsaydı böylesi büyük çapta bir saldırının gerçekleştirilmesi söz konusu olamazdı.
44-AZİZ NESİN NEDEN ISRARLA ŞENLİKLERE ÇAĞIRILMIŞ ve İSTEKSİZ OLMASINA RAĞMEN NASIL İKNA EDİLMİŞTİR? Bu soru çok önemlidir çünkü yaşanan olaylarda Aziz Nesin’in ateist oluşu, yaptığı konuşmalar ve +++
45-+++o dönemde Türkçe'ye çevirdiği “Şeytan Ayetleri” isimli eser “halkı tahrik ederek olaylara sebebiyet veren” neden olarak gösterilmiş, yapılan katliam Aziz Nesin üzerinden meşrulaştırılmak istenilmiştir.
46-Bu sorunun cevabı aynı zamanda çok önemli ve bir o kadar esrarengiz bazı bağlantıları da gün yüzüne çıkartmaktadır.
47-20 Mayıs 2009 tarihinde Sivas Emniyet Müdürlüğü’ne başvuran bir şahıs “Sivas Olayları ile ilgili” bildiklerini anlatmak istediğini beyan etmiştir.
48-Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı dava dosyasını incelemeye aldı. Sivas Katliamı’na ilişkin tüm görüntüler temin edilerek oluşturulan özel bir ekip tarafından yeniden izlendi.
49-İşte bu görüntülerden biri tam olay sırasında çekilen ve ardından İhlas Haber Ajansı (İHA) tarafından servisi yapılan bir görüntü idi. 1 saat 5 dakikalık o görüntüde şimdiye kadar dikkat çekmeyen bir ayrıntı vardı.
50-Sivas Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından fark edilen bu ayrıntıda görüntünü 52’nci dakika 40’ncı saniyesinde, kalabalık içerisinden 4 kişilik grubun tek sıra halinde nizami bir şekilde ve hızla ayrıldığı tespit edildi.
51- Yapılan arşiv taramasında bu şahısların o dönemde hiç araştırılmadığı belirlendi. Şahısların eyleme Sivas dışından katılmış olabileceği düşünülerek şahısların kimliklerini tespiti amacıyla çok yönlü çalışmalar yapıldı.
52-2 yıl süren çalışmaların ardından şahısların o dönemde Sivas bölgesi kırsal alanında faaliyet gösteren terör örgütü PKK üyeleri PİRAN kod adlı Ahmet Aydın,+++
53-+++KÜÇÜK MÜSLÜM kod adlı Erdal Yıldırım,CUDİ kod adlı Sinan Kaya ve MED (kod)Müslüm Şanlı olduklarını kesin olarak teşhis edildi.
54- Ayrıca bu PKK’lının o dönem örgütün Sivas sorumlusu ALİŞER KOÇGİRİ (kod) Yücel Halis’in komutasında olduğu belirlendi.
55-Peki kimdir bu Yücel Halis? Anlatalım efendim...
56-Yücel Halis’in adını Türkiye kamuoyu Dağlıca Baskınını planlayan ve kaçırılan 8 askerin iadesinde protokolü PKK adına imzalayan terörist olarak duydu. Ancak Yücel Halis’in bir diğer önemli özelliği ise Sivas olayları esnasında SHP Milletvekili olan Ziya Halis’in yeğeni oluşu.
57-Gelelim Yücel Halis’in Aziz Nesin bağlantısına…
58-Az önce de belirttiğimiz gibi Aziz Nesin aslında o yıl yapılacak şenliklere ısrarla davet edilmesine rağmen gitmeye sıcak bakmamaktaydı. İşte burada devreye Ziya Halis giriyor.
59-Dönemin Sivas İl Turizm Müdürü Vahap Sümbüloğlu’nu göreve getiren kişi Yücel Halis’in yeğeni olduğu SHP Milletvekili Ziya Halis’tir.
60-Ziya Halis, İl Turizm Müdürü Vahap Sümbüloğlu’nu telefonla arayarak Aziz Nesin’in etkinliklerde mutlaka yer almasını sağlamasını istiyor. İşte Aziz Nesin yapılan bu görüşmenin ardından Sivas İl Turizm Müdürü Vahap Sümbüloğlu’nun yoğun gayretleri ile Sivas’a geliyor.
61-Bu arada yapılan araştırmalarda görüntülerdeki 4 PKK’lıdan hiç birinin şu anda hayatta olmadığı ortaya çıkmıştır. Yani büyük ihtimalle orada “yönlendirme ve provakasyon” görevi yapan bu 4 PKK’lı “susturulmuştur.”
62-Bu görüntülerin ortaya çıkmasının ardından Başbağlar katliamında yakınlarını kaybedenlerin avukatı ve AKP eski Konya Milletvekili Hüsnü Tuna“Bu gösterilerde, gösterileri yönlendiren insanların, belirli sokaklara, belirli mahallelere gitmesini temin eden böyle sivil giyimli,+++
63-+++silahlı kişiler vardı. Özellikle onlar araştırılsın dedik, mahkeme onları bir türlü araştırmamıştı. Sanıyorum bu araştırma, gerçekten Sivas’taki olayların bir kısım insanların yönlendirmesiyle gerçekleştiğini ortaya koyacak gelişmeler olarak değerlendiriyorum.
64-+++Şu an içerde yatan insanlar, bu konuda sadece gösteriye katılmış olmanın sonucu müebbet hapse mahkum oldular. Dolayısıyla bu hem gerçek katillerin, hem de kaos planını organize edenlerin ortaya çıkmasına vesile olacak bir gelişmedir.
65-+++Temenni ediyoruz daha da ileri gider. Bağlantılı bir şekilde bu Başbağlar olayı da araştırılırsa, sanıyorum daha kolay çözüleceğine inanıyorum.”şeklinde konuştu
66- Bu arada Hüsnü Tuna’nın çok önemli bir önemli iddiası daha var. 30 Haziran civarlarında Tunceli bölgesinde çalışma yapan, “Önümüzdeki birkaç gün içerisinde eylem yapacağız” diye oradaki insanları ayarlayan kişilerin bulunduğunu anlatan Tuna, +++
67-+++özellikle Sivas olayları günlerinde PKK’lı teröristlerin “güya kırsalda bulunduklarından” bahisle askerin o tarafa yönlendirilmesini şüpheli bulduğunu belirtti.
68-Ama aslında PKK’nın içerde olduğunu, “kırda bayırda v.s olacaklar” diye hedef şaşırtıldığını dile getiren Tuna, “Tabi burda ‘danışıklı dövüş’ diye düşünüyorum. Çünkü güvenlikçilerimizin böyle bir şeyi tespit etmesi gerekiyordu. +++
69-+++Ama maalesef müşterek bir operasyon ki PKK’lılar kırsalda değil Sivas’ın içerisinde organizeye katıldılar. Bir kısım güvenlikçilerimiz de veya askeri şahsiyetler de güvenliği sağlayacak askerleri şehir içerisine değil, kırsala göndermek suretiyle işi kolaylaştırdılar.”dedi.
70-2 Temmuz Günü olayların başlangıcında daha vahim şeyler olmadan tedbir alınması için Sivas Valisi’ni makamında ziyaret eden Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Murtaza Demir +++
71-+++valinin odasında Vali ile birlikte, Sivas Emniyet Müdürü, Tugay Komutanı ve tanımadığı sivil bir kişiyi görür.
72-+++Valinin odasına girdiğinde kendisine Vali tarafından “Can güvenliğiniz sağlanacak” dendiğinde Murtaza Demir kendi ifadesi ile “Yetki ve kararın tugay komutanı ile tanımadığı sivil şahsa geçtiğini” anlamıştır.
73- Sivas’ın bütün mülki amirlerini yakinen tanıyan, onlarla birebir ilişkileri olan Murtaza Demir’in resmi ve açık bir görevli olsa odada Vali, Emniyet Müdürü ve Tugay Komutanı ile birlikte odada bulunan 4. Şahsı tanımamasına imkan yoktur.
74- Ancak bu esrarengiz şahsın kim olduğu, görevi ve yetkisinin ne olduğu ve bugün hangi konumda olduğu hala bilinmeyen bir sır olarak kalmıştır.
75-Öte yandan dönemin Sivas Valisi Ahmet Karabilgin ısrarla ve saatlerce Tugay Komutanı Ahmet Yücetürk’ten takviye kuvvet istemesine rağmen 6 bin askerden sadece 40-50 askeri olay yerine göndermesi akıllara pek çok soru işareti getirmektedir.
76-Olaylar başladığında Emniyet Müdürü'nün şok talimatı da gizemini hala korumaktadır...
77-Göstericiler Madımak Oteli’ni taşlamaya başladıklarında polis ekipleri Sivas Emniyet Müdürü’ne durumu bildirirler. Dönemim Sivas Emniyet Müdürü Doğukan Öner “Anlaşıldı. Müdahale etmeyin” şeklinde talimat verir.
78-Doğukan Öner tarafından "Anlaşılan" nedir yoksa Öner zaten olacakları bilmektedir de planın işlemesi için müdahale edilmemesi talimatını mı vermektedir bu soruyu da ne gündeme getiren vardır,ne de kendisine soran...
79-Sivas’ta yaşanan olaylardan yaklaşık 1-2 ay kadar önce Özel Kuvvetler Komutanlığı’na bağlı bir birim oluşturularak belki de olaylar ile ilgili hazırlıkların en son aşamalarından birisi daha tamamlanmıştı.
80-Sivas Olayları ile Özel Harp Dairesi yahut yeni adı ile Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın bir bağı olabileceği her zaman dillendirildi ama konu ile ilgili somut bilgiler veren, ciddi iddialar ortaya atanlar da çıkmadı.
81-Ta ki Sivas olaylarının 18. Yıl dönümüne kadar…
82-Özel Harp Dairesi üyesi olduğunu iddia eden bir üs teğmen olan ve adı H.Ç olarak kodlanan kişi Fırat Haber Ajansı’ndan Baki Gül’e çok çarpıcı açıklamalar yaptı, sarsıcı iddialarda bulundu,ilginç detaylar verdi.
83-İşte İngiltere’de yabancı dil, İsrail’de patlayıcı, ABD’ de “kontrgerilla” eğitimi aldığını iddia eden H.Ç’nin açıklamaları:
84- "Sivas’ta bir otel yangınına sebep olduk. Madımak’ta biz o zaman Erzincan’da idik. Poligon birliğinde ordu komutanlığının hemen arka tarafında. O zaman Teoman Koman vardı ve ordu komutanı bizzat poligon birliğine gelip bir birimin Sivas’a gitmesi gerektiğini söyledi.+++
85-+++ Helikopterle geldik ve Sivas’a 11 km kala bir mezraya indik. Askeri haritalarda koordinatları 58’e 47. İki gün öncesinde ordaydık madımak otelinin olayları çıktığı dönemde. Bizi oradan iki otobüs aldı. İki grup halinde dağılım yapıldı. +++
86-+++İlk etapta biz birinci tim şehir merkezinin dışında bırakıldı. 13 kişiydik herkes ikişerli gruplara ayrıldı. Bir kişi geride bırakıldı. Ve dağılım yapıldı 6 grup halinde dağılımımız yapıldı.+++
87-+++Halkın arasında baya bir dolaşıldı Sivas otogarda kontroller yapıldı. Kervan denen bir bölge var otogarın üst tarafında özellikle İslamcıların bulunduğu bölge. Amaç insanları oraya adapte edebilmekti. +++
88-+++Madımak otelinin çevresine o dönem Aziz Nesin askeriye hakkında çok yazılar yazmıştı ve bulunan insanlar da askeriye hakkında çok bilgi sahibi olan insanlardı ve ellerinde bulunan bazı belgeler olduğu söylendi. +++
89-+++Bize belgelerin imha olması gerektiği söylendi. Üç yazar özel hedefti başlarında da Aziz Nesin vardı. Duyum JİTEM’den geldi. +++
90-+++İslamcıların içine girmek çok basit iki kulhüvallah bir bismillah çekersiniz İslamcıların içindesiniz. İslamcıları alevlendirmek çok kolay oldu. +++
91-+++Aziz nesin in kitapları sosyal hayatı islamcıları baştan sona rahatsız eden olaylar. Sivas çok hassas bir bölge, Alevilik üzerine ya da aleviler üzerine farklı evraklar sunduğunuz zaman önlerine çok farklı şeyler çıkıyor. +++
92-+++İki gün içerisinde örgütleme yapılamaz iki gün içerisinde daha farklı insanlar faaliyete sokulur. Bizim bölgede yaptığımız en büyük olay insanların Madımak oteli önünde toplandığı zaman taşı atmamız ve geri çekilmemizdir. +++
93-+++Yanlış hatırlamıyorsam altılı gruba ayrıldığımız timde beşinci gruptaki bir arkadaş ilk başta bir mermi sıktı. Ve arkasından molotof kokteylleri daha sonra Madımak otelinin içerisine girmeye çalışan insanlar oldu.
94-+++Askeriye o konuda yetersiz kaldı ve olay beklenenin dışına çıktı. Bir kişi yakalandı. O dava askeri mahkemeye getirildi. Erzincan ikinci ordu komutanlığına iki gün sonra da nasıl olduysa yangın çıktı dosyalar yandı. +++
95-+++Basına sadece orduda yangın eğitimi verildiği yansıdı. Madımak otellerinin yanmasından önceki sahneleri televizyonda görüyorsunuz silah çeken üç dört kişi var, hepsi farklı tarafa ateş ediyor hiçbiri otele ateş etmiyor. +++
96-+++“O dönemde PKK’nin yok edilmesini sağlamak amacıyla İslami örgütler düşünüldü. Bizim Türk insanının belli bir zaafı var. Allah peygamber dediğiniz zaman Türk insanı ayağa kalkar ve ordu bunu çok güzel kullandı.+++
97-+++Toplumu yönetmek istiyorsanız ilk başta bölersiniz. Sivas’taki amaç buydu ve orda beklenilen olmadı. Çünkü oradaki amaç Alevileri ve Sünnileri birbirine düşürmek, kaos yaratmak çünkü Sivas bölgede stratejik bir konum taşıyor. +++
98-+++Erzurum Erzincan ve Sivas bunlar askeriye için stratejik önem taşıyan bölgeler. Bölgede bulunan bazı silahlardan dolayı beklenilen olmadı orda Aleviler ve Sünniler bir arada yaptılar yapacaklarını beklenenin dışına çıktı.”
99-+++“Benim oradaki görevim askeri istihbarat teşkilatının işine yarayacak görüntüleri almak kişileri tespit etmek ve iletişimi sağlamaktı. Olay olduğu gün ateş eden insanlardan birisiydim. +++
100-+++Bir çatışma esnasında ele geçen 9 mm’lik bir silah. O silahla ateş edildi hatta madımak otelinin camlarından bazı kurşunlar çıkarıldı balistik incelemede gene kayboldu.+++
101-Çünkü bir hayalet silahı tespit etmeniz kolay değil. Silah tekrar ordu içerisinde kullanıma geçti. Ve en son hatırladığım bu silah gene birkaç olayda kullanıldı. Biz yapmamız gerekeni yaptık. +++
102-+++Halkı ateşledik halk olaya girdi ve timler bir anda geriye çekilmeye başladı. Ve geldiğimiz yoldan aynı şekilde geri dönüşümüz yapıldı. +++
103-+++Bizim görevimiz sadece kargaşayı çıkartmaktı ama dediğim gibi kargaşa bizim beklediğimizin üzerine çıktı. Yani böyle bir kargaşayı biz bile beklemedik”
104- İşin bir diğer garip yanı da olay sonrasında siyasilerin başta Cumhurbaşkanı ve Başbakanı olmak üzere suçlu sanki saldırıya uğrayan aydın ve sanatçılarmış gibi bir tavır takınmalarıdır.
105-İşte dönemin siyasilerinin olayın ardından verdikleri beyanatlar:
106-Süleyman Demirel (Dönemin Cumhurbaşkanı): “Olay münferittir. Ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş... Güvenlik kuvvetleri ellerinden geleni yapmıştır. Ortada halkla halkın çatışması yoktur. +++
107-+++Karşılıklı gruplar arasında çatışma yoktur. Bir otelin yakılmasından dolayı can kaybı vardır(…)
108-+++Devlet, hukukun üstünlüğüne dayalı olarak huzuru ve güveni sağlamaya muktedirdir. Bu tür olaylarda devlet aşılamaz. Bir takım kimselerin aklına rejimden şüphelenmek geliyorsa, bu çok yanlış ve yersizdir. +++
109-+++Bu zamana kadar rejimden şüphe edildi de ne oldu? Paniğe lüzum yoktur... Bu tür münferit olaylar olabilir. Olabilir diye de kimse rejimden şüphe etmeye kalkmasın. Rejim ve devlete sahip çıkmak, ona inanmak gerekir.”
110-Dönemin Başbakanı Tansu Çiller: “Çok şükür, otel dışındaki halkımız bu yangından zarar görmemiştir. Halktan kimsenin burnu kanamamıştır ve ölenler de çıkan yangından boğularak ölmüşlerdir”
111-İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu ise görüntülerle bile sabit olan her şeyi çarpıtmakta bir sakınca görmeyerek “Oteli sahibi kundaklamıştır”demekteydi...
112-Siyasilerin demeçlerinden bir şeylerin üstünün örtülmeye çalışıldığı anlaşılmaktadır.
113- Sivas davasında bazı isimler ya yurtdışına kaçmış ya da izini kaybettirerek yargılamadan kurtulmuştu.Yakalanabilen ya da tespit edilebilen sanıklar hakkında Ankara 1 Nolu DGM’de dava açılmıştı.
114-Yargılama üç kez Yargıtay’da bozulduktan sonra yedi yılda karara bağlanmış ve 34 kişi ağırlaştırılmış müebbet, dört kişi müebbet, dört kişi 20’şer yıl, bir kişi 15 yıl, dokuz kişi yedi yıl altışar ay, bir kişi beş yıl hapis cezası alırken, 14 kişi beraat etmişti.
115-Ancak sanıklardan, 1993’te yaşanan olayın büyümesine neden olan Cafer Erçakmak’ın da aralarında bulunduğu yedisi bu sürede yakalanamayınca dosyaları 2004’te ayrılmıştı.
116- Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılamaları süren Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, Hakan Karaca, Necmi Karaömeroğlu, Yılmaz Bağ,+++
117-+++İhsan Çakmak ve Cafer Erçakmak’la ilgili geçen günlerde yapılan duruşmada Savcı Mustafa Bilgili, davanın zaman aşımından dolayı düşmesini talep etmişti.
118-Ek dava dosyası, devletin Sivas davası sanıklarına karşı gösterdiği ‘müsahamayı’ da açığa çıkardı.
119- Sanıklardan İhsan Çakmak’ın 4 Mayıs 2007’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde çalışırken yakalandığı güne kadar kamu kurumlarında çeşitli dönemlerde görev ya da iş yaptığı ortaya çıktı.
120- Dosyaya göre, Çakmak’ın üzerindeki ‘gizli koruma şemsiyesi’ yaklaşık 14 sene devam etti. Çakmak, aranıyor olmasına rağmen 22 Mayıs 1997 ile 23 Kasım 1998 tarihleri arasında Amasya’da askerlik yaptı,+++
121-+++arandığı günlerde resmi belgeleri ilgili kurumlardan topladı ve 27 Temmuz 1999 tarihinde Sivas’ın Altın Yayla Belediyesi’nde nikâh kıydırdı
122- Dava dosyasına sunulan belgelere göre, Çakmak 2000 yılında arandığı halde ehliyet almak için başvurduğu polis de bunu fark etmedi.
123-Çakmak, 2005 -2007 yılları arasında ise Avrasya Savunma Sanayi’nde gişe memuru olarak çalıştı. İki yıl boyunca Çakmak’ın düzenli bir şekilde sigortası ödendi.
124-Çakmak 2007 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Ulaşım A.Ş’ye bağlı Güngören Yavuz Sultan Selim Mahallesi Metro durağında gişe memuru olarak çalışırken yakalandı.
125-Dava dosyasına sunulan belgelere göre, iddianamenin bir numaralı sanığı Cafer Erçakmak hakkında polisin tutumu da son derece ilginç.
126-Hakkında kırmızı bülten çıkarılarak aranan davanın bir numaralı sanığı Cafer Erçakmak, Türkiye’nin dört bir tarafından aranmasına rağmen polisin 2004, 2005 ve 2008 tarihleri arasında sadece evinde arama yaptığı ortaya çıktı.
127-Aranan birisinin resmi ikamet adresinde saklanması hayatın olağan akışına,akla ve mantığa aykırıyken polisin Erçakmak’ı neden sadece evinde aradığı ise soru işareti olarak kaldı kimse de bunu sormadı.
128-Sivas’ta yaşanan trajedinin üzerinden 27yıl geçmesine rağmen halen ne gerçek failler bulunabildi, ne bu olayın alnımıza sürdüğü kara leke temizlenebildi.
129-Şimdi merak edilen nokta ise 26 yıldır gerçek failleri ve “derin” bağlantıları halen gün yüzüne çıkartılamamış olan Sivas Katliamı gibi bir olayı araştırmak için verilen Meclis önergesine muhalif ittifakın bileşeni İYİ PARTİ'nin neden "Red" oyu verdiği...
130-Ama anlaşılan o ki daha uzunca bir müddet ne Sivas KATLİAMI ile ilgili sır perdesi aralanacak,ne de kafalardaki soru işaretlerine net bir yanıt verilebilecek...
131-Madımak'ta "ÖLÜMSÜZLEŞEN" Hasret Gültekin'in dizeleri ile bitirelim floodumuzu:
Peki öyle olsun hayat..
Zannetme ki pes ettim.
Kilonu tartarım kilonu.
Satarım kilonu da,
bırakmam onuru...
132-Bu saate kadar bizimle kalıp okuyan yahut daha sonra okuyacak dostlara bin selam olsun...
Vesselam...
You can follow @yazparov.
Tip: mention @twtextapp on a Twitter thread with the keyword “unroll” to get a link to it.

Latest Threads Unrolled: