Mısır’ın dış politikası ve Türkiye - Mısır ilişkileri (Flood)

Mısır’ın dış politikası;
Mısır, onlarca yıldır bölge politikalarında etkin rol almıştır. Özellikle stratejik konumu i, Mısır’ı her zaman çok yönlü bir politika izlemek zorunda bırakmıştır. Fakat Mısır’da iktidarda olan hiçbir yönetici dengeyi tam olarak sağlayamamıştır.

Bu da Mısır’ın mevcut potansiyelinin ortaya çıkmasına engel olmuştur. 2011 devrimiyle adeta yeni bir sayfa açan Mısır, stratejik konumu sebebiyle küresel ölçekte önemini tekrar hissettirmeye başlamıştır.

Muhammed Mursi CB seçildiğinde politikaları merak edilmekteydi, ilk ziyaretlerini S. Arabistan, Etiyopya, Çin ve İran gibi ülkelere gerçekleştiren Mursi bu ziyaretlerle çok yönlü ve uyumlu bir dış politika izlemek istesede kısa süreli iktidarı buna fırsat vermemiştir.

Mursi’nin iktidara gelmesi ise başta İsrail olmak üzere küresel aktörleri endişelendirmiştir, sebebi ise Mursi’nin Müslüman Kardeşler kimliği ve Filistin hassasiyeti. Bu sebeple Mursi’ye oldukça temkinli yaklaşan küresel aktörler 2013 darbesine dolaylı yollardan destek vermiştir.

•Gel Gelelim Türkiye - Mısır İlişkilerine ( - )•

“Arap Baharı” ile başlayan süreç, Türkiye tarafından adaletin ve özgürlüğün tesis edilmesi için bir umuttu.

Sebebi ise Arap Baharı başarıya ulaştığı takdirde Türkiye’nin yeni kurulacak rejimler için örnek teşkil edeceği ve dış politikada yeni partnerlere sahip olacağı düşüncesidir.

Türkiye, Mısır’da gerçekleşen gösterilere destek vermiş, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Hüsnü Mübarek’i istifaya çağıran ilk lider olmuştur.

Devrimin başarılı olması Türkiye - Mısır ilişkilerinin en parlak döneminin yaşanmasına vesile olmuştur.
Mursi seçildikten sonra ilk ziyareti dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmuştur.
2013’ün Temmuz ayındaki darbeyle ilişkiler epey gerilerek maslahatgüzar seviyesine inmiştir.

Suudi Arabistan Kralı Selman Bin Abdülaziz, İran’a karşı cephe oluşturmak için Türkiye ile iyi ilişkiler kurmaya çalışmış, bu amaçla Türkiye - Mısır ilişkilerini düzeltmek için arabuluculuk yapmaya çalışmıştır.

Ancak 15 Temmuz 2016’daki Türk Hükümetine karşı başarısız darbe girişiminde, Mısır’ın takındığı tavır sebebiyle bu çabalar boşa çıkmıştır.

Mevcut durumda ise “Suriye krizi, Doğu Akdeniz’deki enerji paylaşım sorunu, Libya’daki taraf farklılığı, Sisi rejiminin Müslüman Kardeşler ve muhaliflere baskısı ilişkilerde yol almanın önündeki en büyük engeller diyebiliriz.

Velhasıl’ı Kelam Dostlar, Sisi Rejimi, politikalarını Hak yerine Batıl tarafında uyguladığı sürece ilişkiler düzelmez.

Ancak ikili ilişkilerde Ulusal çıkar esastır, bunuda unutmamal gerek.
Tabi, Sisi bir gün Mısır’lı olduğunu hatırlarsa

“Okuduğunuz için çok teşekkür ederim”