Herkese merhaba, bugün okuyacağınız yazımda Kuzey Buz Denizi'nin öneminden ve Deniz Ticaretinin gelişiminden bahsettim. Bu girişleri her ne kadar beceremesem de umarım dikkatinizi çekebilmişimdir, keyifli okumalar. :)
Günümüzde Büyüyen Dünya ekonomileri, gelişen teknoloji ve Arz-Talep ilişkisinde yeri geldiğinde Arzın Talebi karşılayamaması gibi zamana bağlı sorunlar günlük yaşamda üretim yapan fabrikalara hammadde tedariği gibi sorunlar yaratıyor.
Aynı şekilde Deniz Ulaştırma Lojistik Firmalarına da Zorlu mevsimsel şartlar ve uzun deniz yolları 20. Yüzyıla kadar büyük bir problem teşkil ediyordu.
Kara, Hava ve Deniz Ticaretinde en fazla payı Deniz Ulaşımı almakta. Ortalama bir konteynır gemisinin tek seferde ortalama 13.000 Konteynır taşıyabildiğini düşünürsek, oluşan hacmin ve ticaretin büyüklüğünü daha rahat anlayabilirsiniz.
Deniz Ticaretinde hedef her zaman ucuz, güvenilir ve hızlı ticaret yolları oldu. Her yüzyılda bir Gemiler büyüdü, teknoloji gelişti, ülkeler ve özellikle Avrupalı Devletler 16. Yüzyıldan itibaren denizciliği benimsedi.
Avrupalı  denizciler Asya'nın ve özellikle Hindistan'ın Baharatları için Afrika Kıtasını dolaşıp Hindistan'a gidiyordu. Baharatlar o dönem Altın kadar değerli ama Altından çok daha kullanışlıydı.
Gemiler gelişti, korsanlar ortaya çıktı. Gemilerini korsanlardan korumak isteyen tüccarlar Ticaret Gemilerine silah ekledi.
Yıllar geçti, Coğrafi keşifler yapıldı. Afrika Kıtası talan edildi, Afrikalı Gençler Avrupa'da, Amerika'da çalıştırıldı. Doğunun zenginliğini Batı yedi.
Kendi kültürlerini Doğuya empoze ettiler, Amerika kıtasındaki asıl Amerikalıları, yerlileri öldürdüler. Adeta soykırım uyguladılar. 17-20. Yüzyılın Dünya Gücü İngiltere tahtını Amerika'ya bıraktı, bu devir teslim süreci sancısız oldu.
Amerika ilk keşfedildiği halinden uzak, İtalyan, Portekiz, İspanyol ve İngiliz kökenli bir Birleşik Devlete dönüşmüştü. Ticaretini, Askeri gücü ile harmanlayan ve bu politikayı en iyi uygulayan devlet haline gelmişti.
1. Dünya Savaşı'nda Avrupa ve Orta Doğu'da çetin savaşlar dönerken, İmparatorluklar çökerken, Amerika tahtını daha çok sağlamlaştırıp silah satışından gelirini daha çok arttırıyordu.
Ben burada tabii ki sizlere bu konuları anlatıp canınızı sıkmayacağım, bağlamak istediğim noktaya yavaş yavaş geliyoruz.
Yazımın başlarında dediğim gibi Deniz Ticaretinin hedefi her zaman büyümek, hızlanmak ve daha fazla kazanmak üzerine olmuştur.
Bunun için coğrafi keşifler yapmışlardır, özellikle İstanbul'un fethi Avrupa'nın uyanışı olmuştur. Coğrafi keşifler de zamanla yetmemeye başlamıştır.
Avrupa'dan Asya'ya gitmek için Afrika'nın etrafından dolaşmak zorunda kalan Avrupalı ve Osmanlı'ya bağlı Denizciler için yeni bir deniz yolu şart idi. 1869 Yılında açılan Şüveyş Kanalı Deniz Ticareti için bir devrim niteliğindeydi.
Kanal çok değerliydi, her zaman deriz ya Ticaret Yollarını kontrol eden Dünya'yı kontrol eder diye, işte öyle de oldu. İngiltere 1882 yılında Mısır'ı işgal edip Kanalı kontrol altına aldı.
Bu konuyu bana kalırsa en iyi özetleyen cümle Raleigh'in 1618 yılında söylediği cümledir:
"Kim ki denizleri kontrol eder, ticareti kontrol eder; kim ki ticareti kontrol eder, dünyanın zenginliklerini kontrol eder; kim ki ticareti kontrol eder, dünyanın zenginliklerini kontrol eder; kim ki bu zenginlikleri kontrol ederi, sonunda dünyayı kontrol eder."
Bu cümlenin 1618 yılında söylendiği üstüne basa basa belirtmek istiyorum. Ve bu cümlenin neden bir yabancı tarafından fark edilip bir devlet ilkesine dönüşmesini seyrettiğimizi anlayamıyorum, atalarıma denizciliği tam olarak benimsemedikleri için sitemde bulunuyorum.
Her neyse, Amerika'da yükselen ticaret orada da yeni bir Kanal ihtiyacı ortaya çıkarmıştı. Los Angeles'dan çıkan bir gemi Miami'ye gitmek için Amerika "Kıtasını" Dolaşmak zorunda kalıyordu. Ta ki "Panama Kanalı" Yapılana kadar.
Haritada Panama Kanalı'nın seyir süresini ne kadar kısalttığını ve ticari gemilere fazladan ne kadar para kazandırdığını anlıyorsunuzdur.
Kanallar ve su yolları önemlidir, hele ki bu su yolları lokal değil Global Deniz Ticareti Rotası üzerinde ise önemi kat kat artmakta. Bırakın Ticari Rotayı, yeri geldiğinde bir ülkenin kaderini bile belirler.
Çanakkale ve İstanbul Boğazları'ndan geçemeyen İngiliz Gemileri Rusya'ya Destek götüremediğinden dolayı bir Devrin gerçekleşmişti, ülkenin rejimi değişmişti. Bu yolların önemi için en güzel örnek budur.
Peki, biz konuyu fazla dağıtmadan bu yolların Ticaret kısmıyla devam edelim.
Bugün Süveyş Kanalı kadar önemli ve Çin için yumuşak karın olan bir Boğaz var; "Malakka Boğazı"
Bu Boğaz Üretim ülkesi olan Çin için hayati derecede önemli.
Bu Boğazdan yılda Milyonlarca Ticaret gemisi geçiyor, toplam geçen yükün Mali Boyutu 4 Trilyon Dolar. Aynı şekilde Çin'in ihtiyacı olan günlük 10 Milyon Varil Petrol de bu Boğazdan geçerek Çin'e ulaşıyor.
Amerika ise bu durumu bildiği için Çin'i sürekli sıkıştırıyor, Donanmasının %60'ı şu anda Asya-Pasifik'te. Çin'in Ticaret Güzergahını Abluka altına alma derdinde.
Çin de Amerika'nın bu davranışının sebebini bildiği için Yapay Adalar ile yeni üsler inşaa ederek Harekat Menzilini arttırmakta ve MEB Sahasını genişletmek derdinde.
Aynı şekilde tıpkı 17. Yüzyıl'da olduğu gibi Ticaret Gemikerini silahlaştırıp, lojistik destek gemisi gibi kullanma planları yapmakta. Özellikle Konteynı Gemilerinden Balistik Füze atış denemeleri yapmakta.
Tabii hem teknolojinin gelişmesi hem de Küresel Isınmanının etkisi ile Çin için yeni bir fırsat, yeni bir Ticaret Yolu doğuyor; "Bering Boğazı, Arktik Denizi"
Arktik Okyanusu şu anda Buzullarla kaplı, her mevsim geçiş olmuyor. Yaz aylarında bir kullanım sunuyor, o zaman da buzlar tam olarak erimiyor.
Özellikle Rusya'nın envanterinde mevcut Nükleer Tahrikli 7 adet Buz Kıran Gemiler Ticaret Gemilerine güzergah oluşturuyor.
Bölgede Buz Kıran Gemi sayısı bakımından en fazla gemiye sahip olan ülke Rusya, Amerika'nın gemi sayısı 3 adet.
Okyanus'a en fazla kıyı uzunluğuna sahip olan ülke %60 ile Rusya. Çin bu güzergahtan yılda 90 Milyar Dolara yakın tasarruf sağlıyor. Bir güzergahtan 90 Milyar Dolar tasarruf sağlıyorsunuz, cebinize 90 Milyar Dolar fazlalık giriyor ! Bir de bu yolun her ay açık kaldığını düşünün..
Yukarıdaki fotoğrafı görüyorsunuz, Çin'den Rotterdam'a Giden bir gemi eğer Malakka Boğazı'ndan geçerse ortalama 20.000km Mesafe gidiyor. Lakin Bering Boğazı'ndan geçen bir gemi ortalama 13.000km Mesafe gidiyor.
İki boğaz arasındaki fark muazzam, önemi bu fotoğraf ile çok daha rahat anlaşılıyor. Tabii Rusya buraya askeri anlamda ciddi yatırım yapıyor. O soğuk havaya rağmen Askeri üsler inşaa ediyor, özellikle Denizaltı üsleri yapıyor.
Tabii her şey Ticaret yolu için değil, bölgede çok ciddi Gaz Rezervi olduğu tahmin ediliyor. Eğer Küresel Isınma böyle giderse 2050'li yıllara gelmeden oradaki buzlar eriyecek ve çok daha fazla rezerv araştırması yapılabilecek.
Dünya Gaz Rezervinin 1/4'ü Arktik Okyanusu'nda olduğu tahmin ediliyor, Rusya'nın toplam Gaz ve Petrol Rezervi'nin %80 kadarı kendi kıta sahanlığında bulunuyor.
Bazı Strateji ve Askeri Uzmanlar Pasifik'ten sonra gelecek 30 yıl içersinde Arktik Okyanusu'nun bir çatışna ortamı olacağını, hatta geleceğin Orta Doğusu olarak tanımlıyorlar.
Haklılar mı haksızlar mı zaman gösterecekler, ama sizlere de anlattığım gibi; hiçbir zaman Ticaret yollarının hakimiyetini kontrol altına almak çatışmasız olmamıştır, stresten uzak şekilde alan hakimiyeti sağlanmamıştır.
Tahminimce Pasifik ve Arktik Okyanusu da aynı şekilde kontrol altına alınmaya çalışılacaktır. İki bölge de Denizlerin Orta Doğusu olmaya hazır, yeterince gergin bölgeler.
En ufak Barut Kokusu kıvılcımı ateşlemeye yetecektir, bu bölgelerin en güzel yanı Türkiye'den uzak olmaları, çatışmadan uzak olan Türkiye kendini geliştirmesi için bir fırsatı yakalamış olur.
Fırsatlar her yüz yılda bir gelir, önemli olan fırsatları değerlendirmektir. Fırsatları değerlendirmeyi başaran ülkeler ismini İlk 5'e yazdırabilir. Türkiye de bu durumdan kendine düşeni alacaktır, eminim.
İngiltere sancağı "Sancısız" şekilde ABD'ye vererek onunla düşman olmak yerine dost olmayı tercih etmiştir. O zaman güneş tekrar Batıdan doğuyordu, ama bugün Doğudan bir Güneş doğuyor.
Amerika ise bu Sancağı "Sancısız" Vermez, veremez. Çünkü ABD Çin ile dost olmayı değil, hasım olmayı seçti.
Yazımın artık sonuna geldik, Arktik Okyanusu'nun önemini anlatmak için başlattığım yazıda kabaca önemli su yollarına ve Deniz Ticaretine değindik. Bazı konularda eksiğim, sehven yazılmış yanlışım olabilir.
Eğer yazıyı faydalı bulduysanız ilk Tweetimi beğenip RT Yapmanız yazımın daha fazla kişiye ulaşması bakımından mühim. Şimdiden okuduğunuz için teşekkür ederim, sağ olun var. Esen kalın :)
You can follow @pagrup.
Tip: mention @twtextapp on a Twitter thread with the keyword “unroll” to get a link to it.

Latest Threads Unrolled: