16 Temmuz 2016 sabah saatleri birlikte çalıştığım bir savcı arkadaş beni aradı. Bir liste dolaşıyor adliye watsapp grubunda 2800 civarı hakim savcı ve eşlerinin isimleri yer alıyor ve bu kişilerin açığa alındığı konuşuluyor, ikimizin de ismi var dedi. Listeyi gönder dedim+
Gelen listede benim ve ev hanımı olan eşimin dahi ismi vardı. Bir süre sonra internet medyasında "işte fetöcü hakim savcılar" başlığıyla aynı liste yayınlanıyor ve açığa alındığımız tüm ülkeye ilan edilirken daha soruşturma dahi başlatılmamış insanlar "terörist" ilan ediliyordu+
Yani bir gecede ülkenin en prestijli mesleklerinden birini yapıp teröristleri soruştururken, tasvip etmeyip lanetlediğiniz bir darbe girişimi bahane edilerek sabahında "terörist" ilan ediliyorsunuz.
İzinde olduğum için eşimi ve çocuklarımı önce Allaha sonra kayınpederime emanet ederek çantamı hazırlayıp ilk mesai günü olan 18 Temmuz günü çalıştığım adliyeye gittim. Adliye kapısında tanımadığım iki polis kimlik kontrolü yapıyordu.
C. Savcısı olduğumu söyleyerek içeri girmek istedim. Ancak polisler kimlik istiyorlardı. Kimliğimi gösterince ellerindeki listeye bakıp hakkımda gözaltı kararı olduğunu söyleyerek adliyeye giremeyeceğimi söylediler.
Başsavcıyla görüşüp açığa alma kararının tarafıma tebliğini talep edeceğimi söyledim ancak polisler engel olunca tartışarak adliyeye girdim polisler ne yapacaklarını bilemeyerek peşimden geldiler. Odamın kapısına gittiğimde kapıdaki isimliklerin söküldüğünü gördüm+
İçeri girince beni gören katibim hayretler içinde bana sarıldı ve istemsiz ağlamaya başladı ben kendisini teskin ederken odamda arama yapıldığını, eşyalarımın dağıtıldığını, devlete ait bilgisayarın alınmış olduğunu ve masa çekmecelerinin kırılarak açıldığını gördüm
Başsavcı veya vekilleriyle görüşmek istediğimi sekreterlerine ilettim ama hepsi benden kaçıyordu. Sanki adliyede kimse yoktu herkes benden kaçıyordu. Açığa alınma kararı dahi tarafıma tebliğ edilmedi. (4yıl oldu halen tebliğ etmediler)
Başsavcı sekreteri başlangıç işlemimizi yaptıktan sonra polis arkadaşlar benimle aynı durumda olan 2 arkadaşımla beni gözaltına alarak adliyeden çıkarırken katiplerimiz gözyaşı içinde bizi adliyenin kapısına kadar uğurladılar ama birtek meslektaşım kafasını kapıdan dahi uzatamadı
Aracı kullanan polis arkadaş beraber birçok operasyon yürüttüğümüz ekiptendi dikiz aynasından yanaklarından süzülen yaşları görebiliyordum.Ağlama diyemedim.İstanbulun en büyük adliyelerinden birinin konferans salonunda kadınlı erkekli 100e yakın hakim savcı bir gün boyunca kaldık
Savcı ifadesine giden geri gelmiyordu ertesi gün savcı huzuruna çıktık. Savcı herhangi bir suçlama veya delil göstermeden hayatım ve ailemle ilgil olarak hazırlanmış 30 soru sordu. Benim, eşimin, çocuklarımın, kardeşlerimin okuduğu okullar, eşimle nasıl tanıştığım vs
Savcı bana zaman gazetesi ve sızıntı isimli dergiye abone olup olmadığımı sordu. Ben de hayatım boyunca hiç abone olmadığımı söylediğimde "o daha kötü" dedi. "Neden" diye sorduğumda "demekki kriptosun" dedi. Cmkdan gelen avukatla birlikte istemsiz güldük.
Savcı gülmeme sinirlenerek "siz işin vehametinin farkında değilsiniz" deyince ben "ne vehameti, bir suçum yok ki gergin olayım. Varsa bir suçum açıklayın, varsa bir deliliniz ortaya koyun cevap vereyim" dedim.
Savcı çok gergindi ve dosya yerine sürekli telefonuna bakıyordu. Bana 2010 sonrası gelen hsyknın bana taraflı davrandığını söyleyince "çalıştığım yerlere bakın sivasın batısına geçmemişim. Bu mudur torpillilik." Dedim.
Eşimle ne zaman tanıştığımı sordu. Çocukluğumdan beri tanırım dedim. "Nasıl yani" dedi "dayımın kızı" dedim. Avukat yine güldü. Savcı yine gerildi.
İfade bu şekilde son bulduktan sonra adliyenin eksi ... katındaki tutuklu sanıkların duruşma beklerken tutuldukları, tuvaleti, banyosu, havalandırması, yatağı ve oturağı dahi bulunmayan 20 metrekarelik nezarethanesine konulduk.
2 gün 25-30 kişi beton zemin üzerinde bu şekilde kaldıktan sonra sulh ceza hakimliğine "darbeye teşebbüs" ve "terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla sevkedildik. Hakim savcılıktaki ifadenize ekleyeceğiniz birşey var mı dedi ben "var dedim"
"Dosyada hangi deliller var söylermisiniz"
Dedim. Hakim "hsyknın açığa alma kararı var" dedi. Ben de "idari bir kurulun idari bir kararı adli bir soruşturmada delil olur mu" dedim. Hakim "esas dosya ankaradaymış çok kapsamlıymış gönderemediler, bilahare gelecek" dedi.
Ben de "ne yani görmediğiniz delillerle mi bizi tutuklayacaksınız" dedim. Hakim "siz savunmanızı yapın" dedi. "Suçlama ve delil yok neye göre savunma yapayım" dedim. Hakim "savcı bey polemiğe gerek yok savcılıkta ifade vermişsiniz doğrumu dedi. Evet dedim
Neyse suçlamayı bilmeden bu şekilde sorgumuz yapıldı hakim ara veriyorum dedi duruşma salonunun arkasındaki odaya geçti. Elinde cep telefonuyla 5dk sonra geri geldi ve bayanlar serbest erkekler tutuklu dedi
Tutuklandığımız saatlerde ohal ilan ediliyordu. Yani ohal ilan edilmeden tutuklanmıştık. Biz cezaevine giderken adliye koridorunda yüzleri ve atletlerinin ön tarafı kan içerisinde yüzleri duvara dönük elleri arkadan kelepçeli askerler gördüm.
Yani darbeyle suçlanan biz askerlerden önce ve hatta lain darbe girişimi sonuçlanmadan önce tutuklanmıştık. Cezaevi surecini de bilahare anlatırız inşaallah.
Ha unutmadan 3 yıl sonra "kuvvetli delil var" denilerek tutuklandığımız darbe suçundan "yeterli delil elde edemedik" diyerek ektakipsizlik verdiler. Yargılandığımız terör örgütü üyeliği suçundan da 3.5 yıl sonra beraat ettik.
You can follow @OmerFar07708630.
Tip: mention @twtextapp on a Twitter thread with the keyword “unroll” to get a link to it.

Latest Threads Unrolled: