Ahlak felsefesi thread:

Hem seküler/non-teistlerin hem dindarların ahlak felsefesiyle ilginç birer imtihanları var. Teist olmayanların çoğundaki sıkıntı ahlak ontolojisine dair: Ahlakın gerçekliğine dair tutumları çelişkili.
Teist olmayan ve ahlak felsefesiyle ilgilenmeyen çoğu kişi, istenmez olarak gördükleri durumları ahlaki gerçekçi gibi eleştiriyor: Zaman, mekan ve zihinden bağımsız nesnel ahlaki gerçekler varmış gibi davranıyor.
Örneğin "Eğlence için bebeklere işkence etmek yanlıştır." önermesini ele alın, hemen herkes bu önermenin doğru olduğunu söyler; teist olmayanlar dahil; fakat bunu doğru yapan şeyin ne olduğunu sorduğunuzda kültürel ya da evrimsel açıklamalara çekilir.
Kültürel açıklamaların sıkıntısı şu: Kültürel görececilik nihilizme çökme problemine sahip. Yani "Eğlence için bebeklere işkence etmek yanlıştır çünkü kültürel norm x" dediğinizde, aslında bunda içsel bir sıkıntı olmadığını ima ediyorsunuzdur.
Evrimsel açıklamaların sıkıntısı ise Hume'un Giyotini dediğimiz şey. Olgusal önermelerden ("masumlara zarar vermemek için evrildik."), değersel sonuç çıkmaz ("masumlara zarar vermemeliyiz.") Olgular ve değerler ayrı metafizik türler zira.
Son kertede teist olmayanların çoğu ahlaka dair "şizofrenik" diyebileceğimiz bir tutuma sahip. Nesnel bir gerçekliğe gönderme yapıyormuş gibi davranıyor fakat inanmıyor.
Bu arada ahlak psikolojisine dair çalışmalarda insanların genel olarak insanların tutarlı bir ahlak görüşüne sahip olmadığı da ortaya çıkıyor. İnsanlar ahlaki gerçekçilik ve görececilik arasında bolca gidip geliyor farklı konularda. https://link.springer.com/article/10.1007/s13164-016-0300-9
Teistlerin sıkıntısı ise teist olmayanları ahlaki inançları için eleştirirken (ateizmde ahlak gerçek olamaz, demek ki ateistler ahlaka tutarlı olarak inanamaz), kendi pozisyonlarına gelen eleştirilerden bihaber olmaları çoğu vakit.
Çoğu teist İlahi Buyruk Teorisi'nin kaba bir versiyonuna inanır ("x yanlıştır çünkü Tanrı öyle buyurmuştur." ya da "ahlakı Tanrı temellendirir.") ve sırtını Tanrı'ya dayamanın kendilerini kurtardığını düşünür, bundan dolayı pozisyonlarından gereğinden fazla emindirler.
Halbuki İlahi Buyruk Teorisi pek sağlam bir kuram değil, gelen eleştirilerin (Keyfi Nedenler Problemi, Tanrısal sıfatlar problemi vb.) kuvveti birçok teist felsefeciyi bu orijinal pozisyonu düzenlemeye (Robert M. Adams) ya da terk etmeye (Swinburne) itmiştir mesela.
Son tahlilde ahlak felsefesine dair gündelik inanç ve davranışlarda büyük sorunlar var. Benim ahlak felsefesini ciddi olarak çalışmaya başlamam iki üç sene önceye dayanıyor, tam da bu nedenlerden dolayı.
Bu süreçte tutarlı bir ahlak görüşüne sahip oldum ve düşündüğüm zaman bu beni gerçekten çok iyi hissettiriyor. Eğer çelişkili inançlara sahipseniz ve bunun farkındaysanız bu sizi rahatsız ediyor çünkü. Bilişsel olarak çelişkili inançlarla rahat edemiyoruz pek zira.
You can follow @HowtoReidMoore.
Tip: mention @twtextapp on a Twitter thread with the keyword “unroll” to get a link to it.

Latest Threads Unrolled: