atatürk, alkolizm, hakaret ve sahne sanatları üzerine söyleyeceklerim var. sanki biraz uzunca. timeline'nızı bir süre meşgul edeceğim, şimdiden özür dilerim. daha fazla kişiye ulaşabilmesi ve etkileşime açık olması adına düz metin yerine buradan anlatacağım derdimi.+

babamdan başlayacağım önce. on yıllar oldu göçeli. itü'nün ilk mezunlarından, inşaat mühendisi ve matematikçiydi. arkadaşları kiska, stfa gibi şirketler kurarken babam devlet memuru olarak kalmayı tercih etti. parasız yatılı okumasından kaynaklanan bir vefa borcu diyebiliriz. +

karayolları ve dsi'de çalıştı. karakaya barajının statik hesapları onundur, keban barajı'nın da. onlarca hastane, sağlık ocağı, yol, stadyum yaptı. bakın cumhuriyet'teki şu köşe yazısında mustafa ekmekçi babamdan bahsediyor, kısacık bir bölüm aktarıyorum. daver kazak adı. +

einstein'ın kendisiyle de bir matematik problemi üzerine mektuplaşmaları var, hazırladığım bir kitapta kullanacağım. uzatmayayım, ondan bahsetme sebebim şu: babam alkolikti ve sirozdan öldü. bu üzücü bir durum mu? erken ölmesi evet, ama şekli kendi seçimidir, saygı duyarım. +

babam için sarf edilen 'alkolik' ya da 'ayyaş' kelimeleri bende hiç bir zaman hakaret etkisi yaratmadı. küçükken bile. bu kadar iş yapmış bir insana 'alkolik' diye hakaret etmek mümkün değil ki, yapılanlar ortada. evet çok içtiğini anlatır ve hepi topu bir sıfattır. koy kenara. +

atatürk'e edilen 'ayyaş' ya da 'alkolik' laflarını da hakaret olarak görmedim. böylesi bir devrimciye, cumhuriyet'in kurucusuna bu kelimeleri kullanıyor olmak, kullanan kişinin içinde bulunduğu karanlık ve derin çukurun altını çizmekten başka bir işe yaramaz. koy kenara +

sahneye gelelim, bir linçtir gidiyor. yazarken kullanılan tırnak işaretlerini biliyorsunuz, anlatımı zenginleştirir, çok da fonksiyoneldir. örnek veriyorum: - ve gerizekalı kitap yazdı - cümlesi gerizekalı olduğunu düşündüğün birinin salakça bir kitap yazdığını anlatırken...+

... cümleyi - ve "gerizekalı" kitap yazdı - şeklinde yazarsanız birileri tarafından 'gerizekalı' olarak kabul edilen kişinin aslında kendisi aştığı ve kitap yazdığı anlamına gelebilir. bu ayrım yazarken kolaydır ama sahnede bunu becermek oldukça zordur. +

yani aslında hiçbir gösterinin küçücük bir parçasını izleyerek karar vermemek gerekir. ha, o küçük parçadan tabii bir sürü şey görülebilir. mizahı, zekası, duruşu, bir sürü şey anlaşılır. ama hikaye başkası üzerinden mi anlatıyor, ironi mi var, anlamak imkansızdır. bu bir. +

ikicisi ve daha da önemlisi: az buçuk sahne bilen biri olarak konuşuyorum, aksini düşünen oyuncu, tiyatrocu vs. varsa lütfen çıksın, itiraz etsin: hani söz konusu gösteri mezhepçi ya da özel düzenlenmiş bir siyasi bir toplantı değilse... +

.. yani bilet satılmış ve seyirci gelmişse, bu ülkenin herhangi bir sahnesinde atatürk'e hakaret ettiğin anda o seyirci ayağa fırlar ve senin ağzına sıçar. aksi mümkün değildir. sağlaması budur. +

diğer linç temasıdır diye söylüyorum, bu durum aleviler için de geçerlidir. hakaret edemezsiniz, sivas katliamı ile dalga geçemezsiniz. böylesi genlere işleyen bir acıyla oynamak mümkün değildir. +

orada ağzına geleni söyleyeceksin, kimse sesini çıkarmayacak, sonra da buradan atılan bir dakikalık video ve yağan yorumlarla kararlar vereceksin, yargılayacaksın, yetmedi tutuklatacaksın öyle mi? hele ki bu linci yapan kişi bir sahne adamıysa, oyuncuysa yaptığı sek kötülüktür. +

sahne kişisi o parçaya baktığı anda orada olan bitenin anında röntgenini çeker, orada ne olduğunu anlar. seyircinin reaksiyonundan, söyleme şeklinden, duruşundan. ama üç beş etkileşim almak için bir salaklığı cinayetten saymak, lince çanak tutmak pespayeliğinin bir kanıtıdır. +

ve en üst başlığa giriyorum, şudur, budur geçtik: kimse sahnede söylediği bir şeyden dolayı hapse atılamaz. atılmamalı. kimse, ne derse desin! beğenmezsin, nefret edersin, itin götüne sokarsın ama hapse atmak ne yahu? bunu savunmak nasıl bir faşistliktir? +

sahne erbabı olup da böylesi bir lince çanak tutmayı bırakın, görüp de ses çıkartmamak dahi alçaklıktır. meslektaşın olarak göremeyebilirsin ama senin evin o sahne, mesleğin bu. sahip çıkacaksın. diyeceklerim bu kadar.