Ayasofya öncelikle “Taş Üstünde Taş”.
Boyu dört metreyi aşan mermer levhalardan, mozaiklerdeki milimetrik parçalara değin Ayasofya taşlarıyla da benzersiz.
Başka her şeyini bir kenara bırakıp Akdeniz’in her köşesinden gelen taşlarını tanıma zinciri...
Gri damarlı beyaz mermer en tanıdık gelen: Marmara Adası mermeri. Hemen her köşede karşımıza çıkıyor. Günümüzde de üretimi çok, kullanımı yaygın. Yer döşemesi yapınca beyaz kısmı griden daha hızlı aşınıyor.
Ayasofya'da Marmara mermeri duvarlarda da var; bazen damarlarından simetrik desenler çıkacak şekilde bazen de süpürgelikte olduğu gibi düz çizgileri belirginleştirilecek biçimde döşeniyor.
Soluk renkli Marmara mermerinin beraberinde en canlı renkler yer alıyor. Muğla'dan bordo damarlı, Kocaeli'nden de portakalın en coşkulusu geliyor.
Devasa eşikteki ve en büyük sütunlardaki yeşil breş Yunanistan'dan "verde antico".
Duvarlardaki "opus sectile" panoların yeşil porfiri ise Mısır'dan.
Kırmızımsılara dönecek olursak, menekşe moru Afyon'dan gelen mermer. Bordonun en itibarlısı ise yine Mısır'dan gelen porfir. Bir tek bu porfirler ocaktan değil de başka yapılardan gelmiş devşirme malzeme.
Burada yatay levhalar sarı ağırlıkta damarlı oniks, porfirlerin iki yanındakiler ise Fransa'dan gelme siyah-beyazlar. Simetrik bol damarlı yeşilimsiler ise yine Yunanistan'dan.
Dahası yok mu? Var tabii ama onları da yerinde görmek için sonraya bırakalım. Sağlıklı günler tekrar gelsin, Ayasofya'da yine saatler, günler hatta akşamlar geçirelim. Şimdilik #EvdeKal diyelim. Ama çok #özledik...
You can follow @sedatbornovali.
Tip: mention @twtextapp on a Twitter thread with the keyword “unroll” to get a link to it.

Latest Threads Unrolled: