Hâlid b. Velîd’in (ra) komuta orijinalliği yaptığı her bir savaşın bir öncekine benzememesi ve şok edici taktikler geliştirmesindedir. Fetihlerde Müslümanların standart klişe taktikleri yok. Bu durum her defasında Roma ve Sasanileri şoka soktu. Bir kaç örnek:
Hendek aşma: Enbar kuşatmasında kazılmış hendekle karşılaşan Hâlid, hasta develeri kestirip çukuru doldurup üzerinden ordu geçirip şehre girer.
Zırhılı orduya karşı taarruz: Zâtu’l- `Uyun savaşında gözleri dışında tüm vücudu zırhlı olan orduya karşı en iyi okçularla düşmanın gözüne seri ok atışına başlar ve düşman tarumar olur.
Düello: Kâzime'de Pers ordusunun profesyonel Esavire askerleriyle karşılaştı. Esavire'nin komutanı Hürmüz, düello teklif etti. Amacı iki süikastçı ile birlikte Halid'i öldürmekti. Hâlid, düellonun ilk saniyesinde Hürmüz'ü öldürdü, iki sükastçı da Ka'ka tarafından öldürüldü.
Diplomasi: Irak'ın güneyini alan Hâlid, Perslere şöyle bir mektup yazdı: "Birliğinizi bozan, izzetinizi paramparça eden, aranıza ihtilaf sokan, cesaretinizi alıp yerine korkuyu koyan Allah'a hamdolsun. >
Kim sapkınlığı terk eder, kıblemize dönüp namaz kılar, Rabbimizin ve Resulünün emirlerine itaat eder, şehadet ettiğimize şehadet eder ve bize düşmanlığı terk ederse biz ondanız o da bizdendir. (Dikkat: Peygamber (SAV) vefat ettiği halde onun emirlerine itaate davet ediyor) >
Eğer bize cizye öderse o emanımız altındadır. Ama eğer kim bize düşmanlık etmek istiyorsa bizimle çarpışmak için meydana insin. Onları kılıçlarımız karşılayacaktır.” (Bu dile alışık değillerdi. Yüzlerce yıldır birbirleriyle savaşan Araplar'dan hiç beklemedikleri hareketlerdi.)
Persler çok öfkelendi. Tam da Hâlid'in istediği şekilde büyük bir ordu gönderdiler. Hâlid, ordusunun bir kısmını sakladı. Persler, Senî'de üstünlük duygusu ile savaşa başladılar. Ancak yorulduklarında, Müslümanlar iki katına çıktı. Pers ordusu komutanları dahil telef oldu.
Ülleys savaşında Perslerle ittifak yapan büyük bir Arap ordusu toplanmıştı. Hâlid savaştan öncesi üç kabilenin büyüklerini düelloya çağırdı. “Ebcer nerede? Abdülesved? Mâlik b. Kays? Sadece Mâlik "buradayım" dedi. Ona da "O*. çocuğu bizim karşımıza çıkmaya nasıl cesaret ettin?
Mâlik b. Kays daha kılıcını kaldıramadan Hâlid onu öldürdü. Ünlü komutan Câbân komutasında Pers ordusu da destek için gelmişti. Bekleyelim, Araplar birbirini kırsın dediler. İslam ordusu önce Hristiyan Araplar'ı sonra da Persler'i darmadağın etti.
Hîre'nin fethi sırasında müzakerelerde bulunan Adî b. Adî, Kahtânî köklerine vurgu yapıp Adnânî Mekkeliler'i aşağılayan şeyler söyleyince Hâlid hiç oralı olmadı. Uzatma, işimiz var türünden şöyle dedi: "Dinimize girin, lehimize olan lehinize, aleyhimize olan aleyhinize olsun."
Hîreliler, Hâlid'e yaşı bilgeleri Amr b. Abdülmesih'i gönderdiler. Amr'ın yanında bir kız çocuğu elinde bir şişe ile bekliyordu. Hâlid, "bu da neyin nesi" diye sordu. Amr, "bu zehirdir, eğer başarısız olursam içeceğim." dedi. Hâlid, zehri eline aldı. Şöyle dedi:
"Hiçbir nefis eceli gelmeden ölmez. En güzel isimlerin
sahibi olan Allah'ın adıyla, O yerin ve göğün rabbidir, Onun ismiyle birlikte hiçbir hastalık zarar vermez, Rahman ve Rahimdir. Yerde ve gökte onun ismi geçince hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah'ın adıyla...”
Hâlid, zehri yudumladı. Amr şaşkınlık içinde, “Vallahi, aranızda böyleleri olduğu sürece elde edemeyeceğiniz hiçbir şey yoktur" dedi. Müzakerelerden geri çekildi.
Aynu't-Temr savaşında, karşı tarafın komutanı Akkâ, kendi ordusuna taktik verdiği sırada Hâlid, tek başına karşı tarafa hücum edip Akkâ'yı öldürdü. Pers ve Hristiyan Araplar paniğe kapılıp kaçarak savaş meydanını terk ettiler.
Aynu't-Temr'de, bir odada incil dersi alan çocukları bulan Hâlid, onları salimen teslim aldı ve Medine'ye gönderdi. Bunlar arasında Muhammed b. Sîrîn'in babası ve Endülüs fatihi Musa b. Nusayr'ın babası ve meşhur siyer müellifi Muhammed b. İshak'ın dedesi de vardı.
Hâlid Irak savaşı devam ederken Şam cephesine gitmiş hatta arada kimsenin haberi yokken Hac eda edip gelmiştir. Görevden alındıktan sonra da isyan etmemiş, normal bir Müslüman olarak yaşamış ve ölmüştü. Allah ondan razı olsun.
İşte İslam ile aziz olanın durumu budur. Hâlid'in bu halini; pozitivizmin, reel politiğin, hümanizmin iğdiş ettiği beyinlerimiz "özgüven" olarak okuyabilir. Ancak Hâlid, kendine değil Allah'a güveniyordu. Sadece Hâlid değil hepsi öyleydi. Hepsinden Allah razı olsun.
İlk dönem İslam fetihlerinde Müslüman liderler ve komutanlar Romalılar mı yoksa Persler mi dünyayı yönetiyor diye tartışmıyorlardı. Büyük bir PR başarısı olan Sasani Ölümsüzler Ordusu'nu duymuşlardı. Ancak bu onları korkusunu artırmadı sadece gayretlerini artırmıştı.
Birtakım insanlar onlara, "İnsanlar size karşı asker toplamışlar, onlardan korkun" dediler de bu, onların imanlarını arttırdı ve "Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!" diye cevap verdiler. (Âl-i İmrân, 173)
You can follow @huseyin_gokalp.
Tip: mention @twtextapp on a Twitter thread with the keyword “unroll” to get a link to it.

Latest Threads Unrolled: